Aile Hukuku

Günümüzde, boşanma davası oranındaki artışın da etkisiyle, aile hukuku denildiği zaman akla ilk olarak, boşanma davası, velayet davası, nafaka davası ve eşlerin mal paylaşımı davası gibi davalar gelse de, bahsi geçen uyuşmazlıklar aile hukukunun küçük bir kısmından ibarettir. Zira aile hukuku, evlilik kurumunu ve eşler arasındaki ilişkileri düzenlemekle yetinmemektedir. Hısımlık ilişkilerini de düzenlemektedir. Merkezi Fethiye’de bulunan ofisimizde, nişanlılık halinin sona ermesinin sonuçlarından boşanma davasına, çocuğun velayetinden evlilik mallarının paylaşımına, babalık davasından evlat edinmeye, vesayetten kayyımlığa kadar birçok aile hukuku alanında uzman aile hukuku ve boşanma avukatı tarafından danışmanlık hizmeti verilmektedir. 

Aile Nedir ? 

Ailenin korunması, toplumun korunmasıdır. Zira toplumu oluşturan temel yapı taşı ailedir. Bu özelliği nedeniyle aile hukukunda yer alan kuralların çoğu emredici hüküm niteliğindedir. Toplumun temeli olarak görülen ailenin korunması, kamu düzeninin korunması için elzemdir. Bu nedenledir ki, toplum düzenini sağlamakla yükümlü olan kamu otoritesinin aile kurumuna müdahalesi kaçınılmazdır. 

Nişanlanma Nedir ? Nişanlanmanın Getirdiği Yükümlülükler Nelerdir ?

Nişanlanma, evlenmek isteyenlerin, evlenmelerinden önceki ilk aşamadır. Türk Medeni Kanunu’ndaki tanıma göre nişanlanma, evlenme vaadidir. Her iki tarafın da karşılıklı olarak evlenme iradelerini ortaya koymasıyla nişanlanma gerçekleşmektedir. Anlaşılacağı üzere, nişanlanma herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak nişanlanmanın şekle bağlı olarak yapılmasında herhangi bir engel bulunmamaktadır. Toplumumuzda da oldukça yaygın şekliyle, nişanlanmalar bir törenle yapılmaktadır. Nişanlanmayı arzu eden erkekle kadın, törenle birlikte nişanlı sayılacakları, öncesinde nişanlı sayılmak istemedikleri yönünde irade oluşturabilirler.

Nişanlanma zamanının tespiti önemlidir. Zira taraflar, nişanlanmayla birlikte birtakım yükümlülüklerin altına girmektedir. Bu yükümlülükler şu şekilde sayılabilir;

Evlenmeyi Gerçekleştirme Yükümlülüğü

Nişanlanma, evlenme vaadini içermektedir. Bu nedenle, tarafların vaatlerini gerçekleştirme yükümlülüğü altına girmesi oldukça doğaldır. Ancak bilinmelidir ki, kimse evlenmeye zorlanamaz. Türk Medeni Kanunu’nda da açıkça belirtildiği üzere, nişanlılık, evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez. Öte yandan, taraflardan birinin evlenmeyi gerçekleştirme yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğinin anlaşılması, diğer tarafa nişanı bozmak için haklı sebep sağlar. Haklı sebebe dayanarak nişanı bozan tarafın, kusurlu diğer taraftan maddi ve manevi tazminat talebi olabilir. Bu kapsamda, aile hukuku avukatı desteği alınması önemlidir.

Sadakat Yükümlülükleri

Sadakat yükümlülüğü esasen, evlenmeyi engelleyecek davranışlardan kaçınmak olarak ifade edilebilir. Yani, nişanlanmış taraflar, birbirlerinin iradelerini olumsuz yönde etkileyecek davranışlarda bulunmaktan kaçınmalılardır. Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan nişanlı, diğer nişanlının nişanı bozması için haklı sebep oluşturur. Bu sebebe dayanarak nişanı bozan taraf, kusurlu olan diğer tarafa nişanın bozulmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası açma imkanına sahip olur. Bu gibi bir durumda, aile hukuku avukatı desteği alınması olası hak kayıplarının engellenmesi açısından önemlidir.

Nişanı Bozma / Nişanlanmadan Dönme Nedir Ve Sonuçları Nelerdir ? 

Halk arasında ‘’nişan atma’’ veya ‘’yüzük atma’’ olarak da bilinen nişanı bozma, nişanlılık ilişkisi içinde olan taraflardan birinin tek taraflı olarak bu ilişkiye son vermesidir. Haklı bir sebebe dayanarak nişanın bozulması durumunda, nişanı bozan tarafın maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı olacaktır. Nişanın haklı bir nedene dayanmaksızın bozulması halinde, nişanı bozan taraf, evlenmeyi gerçekleştirme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olacağından, diğer tarafın maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı doğacaktır. Herhangi bir hak kaybının oluşmaması için, aile hukuku avukatı desteği alınmalı ve aile hukuku avukatı kontrolünde, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin yasal süreç başlatılmalıdır.

Maddi Tazminat Davası Kapsamı

Maddi tazminat talebi kapsamına giren masraflar esasen bir güvene dayalı olarak yapılmış masraflardır. Şöyle ki;

  • Nişanlanmanın geçerli olduğuna güvenilerek yapılan masraflar,
  • Evlenmenin gerçekleşeceğine güvenilerek yapılan masraflar,
  • Nişanın bozulduğunu bilmeden yapılan masraflar,

Maddi tazminat talep hakkı olan tarafça talep edilebilmektedir. Maddi tazminat taleplerinin dürüstlük kuralına uygun olması gerekmekte ve hakim tarafından bu husus incelenmektedir. Bu nedenle, aile hukuku avukatı desteği alınmalıdır.

Manevi Tazminat Davası Kapsamı

Manevi tazminat talebinden söz edilebilmesi için gereken en önemli unsur, kişilik hakkının zarara uğramasıdır.  Bu durum, her somut olayda ayrıca incelenmektedir. Önemli olan husus nişanın bozulması sebebiyle, kusuru bulunmayan nişanlının manevi tazminat davası açılmasını haklı gösterecek derecede kişilik hakkının ihlal edilmesinin ispatıdır. Dolayısıyla tüm bu sürecin baştan sona kadar değerlendirilmesi ve yönetilmesi için aile hukuku avukatına danışılması ve aile hukuku avukatı desteği alınması önemlidir.

Hediyelerin Geri Verilmesi

Nişanlanma ve nişanlılık sebebiyle tarafların birbirine vermiş olduğu ekonomik değeri olan her türlü kazandırma hediye kavramının içindedir. Nişanın bozulmasının bir sonucu da hediyelerin iadesinin talep edilebilmesidir. Hediyelerin iadesine ilişkin talep hakkı, kusura dayalı değildir. Şöyle  ki, nişanın bozulmasında kusuru olan taraf da hediyelerin iadesini talep edebilmektedir. 

Evlenme Nedir ? Evlenmenin Hukuki Niteliği Nedir ?

Nişanlılıkla amaçlanan sonuç, evlenmedir. Evlenme, nişanlıların evlilik birliği kurmalarını sağlayan bir hukuki işlemdir. Nişanlanmadan farklı olarak evlenme, şekle bağlı bir işlemdir. Kişilerin, iki tanık ve evlendirme memuru önünde evlenme isteklerini içeren iradelerini açıklamalarıyla gerçekleşmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda evlenmenin gerçekleşmesi için birtakım şartlar aranmaktadır. Bunlar şu şekilde sayılabilir;

  • Taraflar evlenmeye ehil olmalıdır,
  • Tarafların evlenmeleri yönünden bir evlenme engeli bulunmamalıdır,

Kanun’da düzenlenen şartlara ve öngörülen şekle aykırılığın bulunmaması, evlenmenin gerçekleşmesi için herhangi bir sorun olmadığı anlamındadır.

Evlenmenin şekil şartlarına uyulmamasının sonucu, evlenmenin hükümsüzlüğüdür. Evlenmenin hükümsüzlüğü söz konusu olan hallerde, mutlaka bir aile hukuku avukatı desteği alınmalı ve hukuki sürecin takibi aile hukuku avukatı aracılıyla yapılmalıdır. Zira, evlenmenin hükümsüzlüğü söz konusu olan hallerde, evlenmenin mahkeme kararıyla sona erdirilmesi gerekmektedir. Örneğin, tarafların evlenme iradelerini nikah memuru önünde açıkladıkları sırada, taraflardan birinin iradesinin sakat olması durumunda, iradesi sakat olan taraf evlenmenin iptaline ilişkin dava açabilmektedir. Herhangi bir mağduriyetin oluşmaması ve hak kaybının yaşanmaması için, evliliğin iptali davası, bir aile hukuku ve boşanma avukatı tarafından açılmalıdır.

Evliliğin Sona Ermesi Ve Boşanma Davası

Geçerli olarak kurulan evliliğin kendiliğinden sonra ermesi, eşlerden birinin ölümü halinde gerçekleşir. Ölüm halinde, herhangi bir hukuki işlem yapmaya ve dava açmaya ihtiyaç olmaksızın, evlilik birliği kendiliğinden sona erer. Eşlerin sağ olduğu durumda evlenmeyi sona erdiren hal, boşanmadır. Kanun’da öngörülmüş bir sebebe dayanarak boşanma davası açılabilmektedir. Boşanma sebepleri, genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri olmak üzere, iki ana başlıkta sınıflandırılmıştır.

Boşanmanın Genel Sebepleri

Genel boşanma sebeplerinde esasen, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması ve bu nedenle eşlerin ortak bir hayat sürdürmeye devam etmesinin kendilerinden beklenemez hale gelmiş olmasıdır. Çekişmeli boşanma davasında genel boşanma sebeplerine; şiddetli geçimsizlik, tehdit, hakaret, küçük düşürme, karı-koca ilişkisinin kurulamaması, alışılmışın dışında cinsel birlikteliğe zorlanma, evin veya çocukların bakımının ihmal edilmesi gibi birçok örnek verilebilmektedir. Her somut olayda farklılık göstermekte ve ayrıca incelenmektedir. 

Boşanmanın Özel Sebepleri

Genel boşanma sebeplerinin aksine, Türk Medeni Kanunu’nda sınırlı sayıda belirlenmiştir. Kanun’da belirtilen bu boşanma sebepleri dışında özel boşanma sebebi yoktur ve buna dayanarak boşanma davası açılamaz. Bununla birlikte, Kanun’da belirtilen özel boşanma sebebine dayanarak çekişmeli boşanma davası açan eş, özel boşanma sebebinin varlığını ispatla yükümlü olmakla birlikte, karşı tarafın kusurunu da ispatlamakla yükümlüdür. Kanun’da sayılan özel boşanma sebepleri şunlardır:

  • Zina
  • Hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış
  • Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk
  • Akıl hastalığı

Boşanma davasında, boşanma sebebinin yanı sıra, boşanmada kimin daha kusurlu olduğu, nafaka, maddi ve manevi tazminat, çocuğun velayeti ve mal paylaşımı/mal rejimi konuları da önem arz etmektedir.

Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat

Maddi tazminat, mevcut ya da beklenen menfaatleri zedelenen, daha az kusurlu olan ya da kusuru bulunmayan eş tarafından talep edilir. Hakim somut olayı değerlendirerek, uygun bir tazminata hükmeder. 

Manevi tazminat talebi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan eş tarafından, kusurlu olan diğer eşe yöneltilir. Hakim tarafından somut olayın koşulları değerlendirilerek, uygun bir tazminata hükmedilir. 

Burada önemli olan, maddi ve manevi tazminat talep edilmemesi halinde, hakim re’sen tazminata hükmetmeyecektir. Dolayısıyla, alanında uzman, aile hukuku ve boşanma avukatı tarafından dosyanın takip edilmesi, hak kaybının yaşanmasını engelleyecektir.

Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti

Evlilik birliği devam ederken, kural olarak anne ve baba tarafından birlikte kullanılan velayet, boşanma sonucunda anne veya babadan birine verilir. Velayetin hangi tarafa verileceği konusunda hakime geniş bir takdir yetkisi verilmiştir. Bu kapsamda, hakimi etkileyecek yegane husus, çocuğun menfaatidir. Çocuğun üstün yararı dikkate alınarak velayetin hangi tarafa verileceği belirlenir. Velayeti kendisine verilmeyen eş ise, hakim tarafından belirlenecek zaman dilimlerinde çocuk ile kişisel ilişki kurmaktadır.

Boşanma davalarında müşterek çocukların menfaatlerinin gözetilmesi ve velayet hakkına sahip olmak isteyen eşin, aile hukuku ve boşanma avukatı tarafından yönlendirilmesi gerekmektedir. Zira, boşanma davasında çocukların önemi yüksektir.

Aile Hukuku’nda Soybağının Kurulması

Soybağı, bir kişinin anne ve babası arasındaki bağını ifade etmektedir. Soybağı, iki şekilde kurulmaktadır. Bunlar, kan bağına dayanan soybağının kurulması ve evlat edinme yoluyla soybağının kurulmasıdır.

Kan Bağına Dayanan Soybağının Kurulması

Kan bağına dayanan soybağı, çocukla anne ve baba arasındaki biyolojik ilişkiyi ifade etmektedir. Anne ile çocuk arasındaki soybağı, doğum ile kendiliğinden kurulmaktadır.  Bu kapsamda, çocuğun soybağı kurulacak kadın tarafından doğurulduğunun tespiti yeterlidir. Ancak baba ile çocuk arasındaki soybağının kurulması bu kadar basit değildir. Çocuk ile baba arasındaki soybağının kurulabilmesi için üç farklı yol öngörülmüş olup bunlar içinde tanıma ve babalık davası en önem taşıyan yöntemlerdir. Şöyle ki;

Anne İle Evliliğin, Babayla Çocuk Arasındaki Soybağına Etkisi
Tanıma

Tanıma, evlilik dışı doğan bir çocuğun babasının, Kanun’da öngörülen şartlara uygun olarak yapılması zorunlu irade beyanıyla çocuk ile baba arasında soybağının kurulmasıdır. Geçerli ve hukuka uygun olarak yapılan irade beyanı, geçmişe etkili olarak, doğum anından itibaren çocukla babası arasında soybağının kurulmasını sağlar. 

Bu konuda önemli olan husus, tanınacak çocuk, başka bir erkekle soybağı yönünden bağlı olmamalıdır. Tanınacak çocuk, başka bir erkekle soybağı yönünden bağlı ise öncelikle, bu soybağının iptali ya da reddi için dava açılması gerekmektedir. Aksi halde, tanıma yoluna başvuracak babanın tanıma beyanı geçerli olmayacak ve hukuken bir sonuç doğurmayacaktır. 

Babalık Davası

Çocukla babası arasında soybağının kurulması, anne ile evlilik ve tanıma dışında, anne veya çocuk tarafından açılacak bir babalık davası sonucunda, mahkeme tarafından verilecek babalık hükmü ile de gerçekleşmektedir. 

Babalık davasında, çocukla baba arasında soybağının kurulabilmesi için, çocuğun başka bir erkekle soybağının bulunmaması gerekmektedir. Aksi halde, hali hazırda mevcut soybağının iptal ve ortadan kaldırılması gerekmektedir. 

Evlat Edinme Yoluyla Soybağının Kurulması

Evlat edinme, kanunda yer alan şartlara sahip çocukla yine kanunda yer alan şartlara uygun kişi ya da eşler arasında soybağı kurulmasının sağlanmasıdır. Bu kurum, esas itibariyle iki amaca hizmet etmektedir. Bunlardan ilki, çocuk sahibi olamayan kişilerin çocuk sahibi olabilmesidir. Diğeriyse, çocukların aile içinde büyümelerine, bakımlarına ve yetiştirilmelerine destek sağlamaktır. 

Vesayet Nedir ?

Vesayet, ergin olmayan küçükler ve kısıtlılar için kanunda öngörülmüş şartların gerçekleşmesiyle, bu kişilerin kişilik ve malvarlığı haklarının korunması, yönetilmesi ve hukuki işlemlerde temsil edilmesini sağlayan bir kurumdur. 

Kısıtlanma kararı için gerekli sebepler kanunda sayılmıştır. Bu sebepler şunlardır;

  • Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı
  • Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetim
  • Özgürlüğü bağlayıcı ceza
  • İstek üzerine kısıtlanma

Aile hukukuna ilişkin konuların tümü genel olarak açıklanmıştır. Aile hukukuna dair problemlerinizle ilgili ofisimize ulaşmak için sitemizin iletişim bölümünden aile hukuku avukatımızla irtibat kurabilirsiniz.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir