Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Ve Cezası

Uyuşturucu kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Kamu Sağlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmektedir. Uyuşturucu kullanma suçu kapsamında korunan hukuki yararın “genel sağlık” ve “kamu sağlığı” olduğu söylenebilir. Esasen, uyuşturucu madde kullanan kişinin cezalandırılması değil, tedavi edilmesi amaçlanmaktadır. Zira bu yönde, Türk Ceza Kanunu kapsamında çeşitli hüküm ve düzenlemeler mevcuttur. Halk arasında uyuşturucu kullanma suçu olarak bilinse de suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler seçimliktir. Diğer bir ifadeyle, uyuşturucu maddeyi “satın alma”, “kabul etme”, “bulundurma” veya “kullanma” hallerinden birinin varlığı suçun oluşması için yeterlidir. Türk Ceza Kanunu 191. maddesinde de suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler açıkça düzenlenmiştir. Bu yazımızda, Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesini açıklamaya çalışacağız. Ancak, Türk Ceza Kanunu bir bütün olarak değerlendirilmeli ve mutlaka hukuki destek alınmalıdır. Suç tasnifinin yapılabilmesi, haklarınızın en iyi şekilde savunulabilmesi ve mağduriyetinizin en aza indirilebilmesi için ceza avukatı ile çalışılması gerektiğini ve sitemiz iletişim kısmından bize ulaşabileceğinizi hatırlatırız.

Türk Ceza Kanunu 191. maddesinde düzenlenen suç genel olarak iki şekilde işlenebilir:

  • Uyuşturucu madde kullanma,
  • Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, satın alma veya kabul etme.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, bir kimsenin ağız, burun veya deri altına şırınga yoluyla veya başka yöntemlerle uyuşturucu maddeyi vücuduna almasıdır.

Kullanmak için uyuşturucu madde satın alma ve kabul etme arasındaki fark, bedeldir. Satın alma eylemi bir ücret karşılığı uyuşturucu maddenin temin edilmesidir. Buna karşılık kabul etme, herhangi bir bedel / ücret ödenmeksizin temin edilmesidir. Her iki davranışta da kişinin kastı, uyuşturucu maddenin kullanılmasına yönelik olmalıdır. Aksi takdirde, “Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu” gündeme gelmektedir.

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma davranışı bakımından önemli olan, kişinin kullanma kastıdır. Nitekim kullanma kastının olmaması halinde, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen farklı suçlar gündeme gelecektir. Kast, suçun manevi unsuruna ilişkin bir husustur. Kastın belirlenmesi, kişinin dış dünyaya yansıyan davranışlarıyla mümkün olmaktadır. Örneğin, kişisel ihtiyacı aşan miktarda uyuşturucu madde bulundurulması halinde, “Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu” gündeme gelmektedir.

Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma Suçunun Şartları

Bu suç tipi, “uyuşturucu madde ticareti” suçuyla karıştırılmamalıdır. Zira uyuşturucu madde ticareti, yaptırımı oldukça ağır bir suç tipidir. Bu iki suç tipinin ayrımını yapabilmek için, sanığın veya şüphelinin amacı önemlidir. Kişinin amacı, dış dünyaya yansıyan birtakım davranışlarla tespit edilmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kişinin amacının tespit edilebilmesi için bazı kriterler belirlemiştir. Durumun mahiyeti gereği, bir ceza avukatı desteği alınmalıdır.

Uyuşturucu maddenin miktarı

En önemli kıstaslardan biri, ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarıdır. Yargıtay kararlarında açıkça görüleceği üzere, kişisel kullanım sınırını aşan miktarda uyuşturucu madde bulundurmak, “kullanım” amacı dışında olduğunu ifade etmektedir. Bu durumda, uyuşturucu madde ticareti suçu gündeme gelebilmektedir. Ancak tek başına bu kriterin varlığı, ticaret suçu oluştuğu anlamına gelmemektedir. Kişisel kullanım için kabul edilecek miktar, kişinin kullanım oranına, maddeye duyduğu ihtiyaca, ruhsal yapısına göre değişiklik gösterebileceği gibi, maddenin cinsine, niteliğine göre de değişiklik göstermektedir.

Uyuşturucu Maddenin Bulunduğu Yer

Uyuşturucu maddenin bulunduğu yer, kullanım amacı olup olmadığının tespiti açısından önemli başka bir kriterdir. Kişinin rahatça erişebileceği bir alanda uyuşturucu madde bulundurmak, kullanım amacını gösterir niteliktedir. Uyuşturucu maddenin kolay erişilemeyecek bir yerde bulunması, kullanım amacından ziyade başka amaçlara hizmet ettiği anlamını taşımaktadır.

Uyuşturucu Maddenin Bulunduruluş Biçimi

Uyuşturucu maddenin bulunduruluş biçimi, diğer önemli kriterlerdendir. Uyuşturucu maddenin, eşit miktarlarda paketlenmesi, küçük paketçikler halinde bulundurulması, satışa hazır halde bulunduğu görüntüsündedir. Bu da kullanım amacı dışında bir amaca hizmet ettiği düşüncesi oluşturmaktadır. Ancak tekrar belirtmek gerekir ki, bu kriterler tek başına yeterli değildir ve her somut olayda ayrıca değerlendirilmelidir. Bu durumlarda, bir ceza avukatı desteği alınmalıdır.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Ve Cezası

Türk Ceza Kanunu’nda açıkça görüleceği üzere, uyuşturucu madde kullanan kişilerin cezalandırılması değil, tedavi edilmesi ve topluma kazandırılması amaçlanmaktadır. Zira, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, denetimli serbestlik ve etkin pişmanlık gibi hususlar ayrıca düzenlenmiştir. Kullanma suçunun oluşması için, uyuşturucu maddenin ne suretle vücuda alındığı önem taşımamaktadır. Uyuşturucu madde kullanma suçu, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırmayı gerektirmektedir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık

Uyuşturucu madde kullanma suçunda etkin pişmanlık, iki şekilde düzenlenmiştir. Bunlar, cezasızlık nedeni oluşturan etkin pişmanlık ve hafifletici neden oluşturan etkin pişmanlık halleridir.

Cezasızlık Nedeni Oluşturan Etkin Pişmanlık Durumu

Türk Ceza Kanunu 192. maddesinin ilgili fıkralarında, cezasızlık nedeni oluşturan etkin pişmanlık düzenlenmiştir. İlgili hükümler incelendiğinde, uyuşturucu maddenin temin edildiği kişilerin tespit edilmesinin önem taşıdığı da anlaşılmaktadır.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz. (TCK m.192/2)

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu
veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma
başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini
isterse, cezaya hükmolunmaz. (TCK m. 192/4)

Hafifletici Neden Oluşturan Etkin Pişmanlık Durumu

Türk Ceza Kanunu 192. maddesinin 3. fıkrasında, cezanın indirilmesini gerektiren etkin pişmanlık durumu düzenlenmiştir. Suç haber alındıktan sonra, kişinin gönüllü olarak yetkili makamlara yardım etmesi halinde, cezasında indirim yapılmaktadır.

Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir. (TCK m. 192/3)

 

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda İspat Ve Hukuka Aykırı Delil

Ceza yargılamasında hukuka aykırı delil, ceza hukuku kurallarına uygun şekilde elde edilmemiş delilleri ifade eder. Delilin hukuka aykırı olmasının sonucu, hükme esas alınamaması ve ispat aracı olarak kullanılamamasıdır. Başka bir ifadeyle, hukuka aykırı olarak elde edilmiş delile dayanarak mahkumiyet kararı verilemez. Ancak, hukuka uygun olarak elde edilen delillere dayanarak, suç işlendiği yönünde kanaat getirilebiliyorsa mahkumiyet kararı verilebilir.

Uyuşturucu madde kullanma suçunda delilin hukuka uygunluğu da oldukça önemlidir. Zira uygulamada çeşitli sorunlar mevcuttur. Hukuka aykırı delillere dayanarak mahkumiyet kararı verildiği sıkça görülmektedir. Bu açıdan herhangi bir hak kaybı yaşamamak ve en iyi şekilde temsil edilmek için ceza avukatı desteği alınmalıdır. Uyuşturucu madde kullanma suçunda, özellikle uyuşturucu maddenin ele geçiriliş biçimi bakımından uygulamada usulsüzlükler yapılabilmektedir. Örneğin, arama kararına dayanılmaksızın arama yapılması neticesinde elde edilen uyuşturucu maddeler kural olarak, delil olarak kullanılamamaktadır. Bu gibi durumların önüne geçmek için mutlaka bir ceza avukatı ile çalışılmalıdır.

Uyuşturucu madde kullanma suçu ispatının hukuka uygun delillerle yapılması gerektiğine değindik. Bununla birlikte bir diğer önemli husus ise, uyuşturucu madde kullanımının ikrarıdır. Kişinin uyuşturucu madde kullandığını ikrar etmesi, soyut bir niteliktedir. Soyut ikrara dayanarak kişiye ceza verilemez. Uyuşturucu madde kullanıldığının tıbbi delillere dayanılarak da ispatlanmış olması gerekmektedir. Bu da vücuttan örnek alınarak yapılmaktadır. Diğer bir ifadeyle, sadece soyut ikrara dayanarak kişi mahkum edilemez. Kişinin vücudundan örnek alınarak, uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığının tespiti somut delillerle yapılmalıdır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir