Siber Zorbalık ve Kurumsal İtibar Yönetimi

”Siber Zorbalık ve Bireysel İtibar Yönetimi” başlıklı yazımızda, gerçek kişileri hedef alan, hukuka aykırı siber zorbalık eylemlerinden ve bu eylemlere yönelik başvuru imkanlarından bahsetmiştik. Fakat siber zorbalık eylemlerinin mağduru gerçek kişiler olabildiği gibi, tüzel kişiler de (kurumlar da) olabilir. İtibarı zedelenen tüzel kişilerin ve gerçek kişilerin başvurabileceği hukuki yollar bakımından birtakım farklılıklar mevcuttur. Başvuru imkanları bakımından farklılıklar olsa da, kurumsal yapıların da (bir diğer deyişle tüzel kişilerin de) korunması gereken bir itibarı mevcuttur. Bu yazımızda, kurumların itibarını hedef alan siber zorbalığa karşı başvurulabilecek hukuki yollar ele alınacaktır.

Siber Zorbalık Nedir ?

Siber zorbalık, sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte sıkça karşımıza çıkan, teknolojik araçlar (genellikle de sosyal medya) vasıtasıyla kişinin korkutulması, kızdırılması, utandırılması veya rencide edilmesi amacıyla paylaşımlar yapılması, kişinin topluma hedef gösterilmesi, şahıs haklarını ihlal edecek nitelikte ifadeler yöneltilmesi olarak tanımlanabilir. Sosyal medyada bir şirketin ürettiği ürünlerin haksız bir şekilde kötülenmesi, kurumlara yönelik gerçekleştirilen siber zorbalığa örnek verilebilecek davranışlardandır.

Şahıslara yönelik siber zorbalığın dışında; kurumsal yapılara, özel hukuk tüzel kişilerine yönelik karalama faaliyetleri de gerçekleştirilebilmektedir. Bu durumda, kurumsal itibar yönetimi gündeme gelmektedir. Örneğin; bir şirketin ürettiği ürün, verdiği hizmet veya bünyesinde bulunan kişiler hakkında marka değerine zarar verecek surette asılsız ithamlarda bulunulması yahut bir dernek veya vakıfın özellikle internet yayınları ile toplum içerisindeki algısının olumsuz şekilde etkilenmesi halinde bu kurumların da hukuki yollar vasıtası ile itibarını koruması gerekebilir.

Kurumsal İtibar Yönetimi Nedir ?

Kurumlar, hedef kitlelerinde iyi bir izlenim bırakabilmek için birçok faaliyette bulunmakta, toplumun kuruma bakış açısı, kurumun bireylerin gözündeki konumu gibi birçok husus gözetilerek emek ve masraf harcanmaktadır. 

Bahsi geçen kurumlar arasında, özellikle tüketiciye yönelik faaliyet gösteren şirketlerin veya sivil toplum kuruluşu niteliğindeki dernek veya vakıfların karalama çalışmalarına sıklıkla uğradığı görülmektedir. Kurumların itibarına yönelik asılsız itham içeren internet paylaşımları, kurumun tüketici veya toplum nezdindeki itibarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Şirketin itibarını olumsuz etkileyen içerikler, basın yayın yolu ile veya sosyal medya aracılığı ile paylaşılabilmektedir.  Örneğin bir gazetede yahut haber sitesinde bir kurum aleyhine olumsuz ve asılsız ithamlar içeren haber yapılması veya bir sosyal medya sitesinde bir kullanıcının şirket aleyhine asılsız yakıştırmalarda bulunması kurumsal itibar kaybına neden olabilir. Verilen iki örnekte de kurumsal bir itibar kaybı yaşanacaktır, yalnızca içeriğin ulaştığı kitlenin büyüklüğüne göre bu itibar kaybının sonuçları büyük veya küçük olabilir. Her iki ihtimalde de kurum, itibar kaybı sebebiyle hukuki yollara başvurabilecektir.

Tüzel kişiler, uğradıkları itibar saldırıları ve siber zorbalık eylemlerine karşı;

  • Maddi veya manevi tazminat davası açabilir veya
  • İtibar kaybına sebep olan internet içeriğinin kaldırılması veya erişimin engellenmesi için başvuruda bulunabilirler.

Ceza hukuku bakımından tüzel kişilerin mağdur sıfatını haiz olması mümkün görülmediğinden savcılık şikayeti yoluna başvurulması mümkün olmayacaktır.

Tüzel Kişiler Kişilik Haklarına Hakaret Sebebiyle Manevi Tazminat Talebinde Bulunabilir mi ?

Hem hukuk doktrininde hem de yüksek mahkeme kararlarında benimsenen ağırlıklı görüş, tüzel kişilerin de manevi tazminat talep edebilmesinde herhangi bir hukuki engel olmadığı yönündedir. Nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun ”Kişilik hakkının zedelenmesi” başlıklı 58. maddesinde ”Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir” denmiş, tüzel kişi veya gerçek kişi ayrımı yapılmamıştır.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/4-213 E., 2016/70 K. numaralı ilamında bu husus dile getirilmiş, tüzel kişilerin manevi tazminat isteminde bulunabilecekleri dile getirilmiştir.

Bu kapsamda, tüzel kişinin ekonomik faaliyetini yürütürken kazandığı saygınlık, onun kişisel değerleri içinde yer alır. Ticari şeref ve haysiyetin çiğnenmesi, onun ekonomik yaşam içindeki yerini ve durumunu sarsabilir. Tüzel kişinin kişilik haklarından olan onur ve saygınlığı onun korunan değerlerinin başında gelir. Bu nedenle tüzel kişi onur ve saygınlığından vazgeçemeyeceği gibi, bu değerlerini hukuka ve ahlaka aykırı olarak da sınırlayamaz. Ekonomik itibar da tüzel kişinin şeref ve haysiyetinin bir görüntüsüdür. Tüzel kişinin ekonomik faaliyetleri de toplum tarafından değerlendirilmektedir.

Tüzel kişilerin manevi tazminat talep edip edemeyeceği tartışmalı olmakla birlikte hukuk düzeninin tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğuna göre, kişisel varlıklara yapılan saldırı nedeniyle elem ve ızdırap duymayacaklarından söz edilerek tüzel kişilerin manevî tazminat adı ile bir paranın ödetilmesi davası açamayacaklarını kabul etmek yasa koyucunun amacına aykırı düşecektir. Gerek Medenî Kanun ve gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir.”

Sonuç olarak, tüzel kişilerin uğradığı hakaret ve sair hukuka aykırı fiiller sebebiyle manevi tazminat talebinde bulunması mümkündür.

Manevi Tazminatta Zamanaşımı Süresi Nedir ?

Türk Borçlar Kanunu’nun maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımını düzenleyen 72. maddesi uyarınca; manevi tazminat davası açabilmek için zamanaşımı süresi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıldır. Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen zamanaşımı uygulanacaktır.

Tüzel Kişiler Bir Suçun Mağduru Olabilir Mi ?

Hukuk öğretisinde tüzel kişilerin herhangi bir suçun faili veya mağduru olup olamayacağı tartışmalı olup, net bir görüş benimsenmiş değildir. Tüzel kişilerin, içerisinde bulunan fertlerden bağımsız bir şeref ve haysiyet bütünlüğünden bahsedilemeyeceği, bu sebeple tüzel kişilerin suçun mağduru değil, ancak zarar göreni olabileceği ifade edilmiştir. Buna karşılık ticari şirketler gibi tüzel kişilerin toplum içerisinde isimlerinin veya nâmlarının getirdiği bazı haklarının bulunduğu, itibar, şeref veya saygınlıklarının korunması için ceza hukuku bakımından mağdur olabilmeleri gerektiğine yönelik görüşler de mevcuttur.

Ancak, Yargıtay tarafından istikrarlı bir biçimde, tüzel kişilerin suçun faili ve mağduru olamayacağı görüşü benimsenmiş olup, bu yönde kararlar verilmektedir.

Yargıtay’ın görüşü uyarınca uygulamada, tüzel kişilerin hakaret suçunun mağduru olamayacağı kabul edilmekte bu sebeple herhangi bir tüzel kişiliğin kendisine yöneltilen saldırı niteliğindeki ifadeler bakımından mağdur sıfatıyla şikayette bulunamayacağı ifade edilmiştir. Ancak bir tüzel kişilik içerisindeki fertlere yöneltilen suçlamalar bakımından her bir ferdin şikayet hakkı bakidir.

Tüm bu sebeplerle tüzel kişiler, itibar kayıplarını maddi / manevi tazminat davaları gibi özel hukuk başvuru yollarından karşılayabileceklerdir.

İçeriğin Kaldırılması veya Erişimin Engellenmesi Nedir ?

5651 sayılı ”İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” (”Kanun”) uyarınca bazı şartların bulunması halinde internet sitelerinden içerik kaldırılabilmekte veya içeriğe erişim engellenebilmektedir.

5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, internette paylaşılan bir içerikten dolayı kişilik hakları ihlal edilen kişi, içeriğin çıkarılmasını veya erişim engellenmesini isteyebilecektir. Kişilik haklarının ihlali veya özel hayatın gizliliğini ihlal nitelikteki paylaşımların (görsel, video, haber, yorum, site içeriği gibi) bulunduğu internet sitesinden ilgili içeriğin çıkarılması, ilgili URL’ye (linke) erişimin engellenmesi, ihlalin bu şekilde giderilememesi halinde internet sitesinin tümüne erişimin engellenmesi veya mümkündür.

Sulh ceza hakimliği tarafından içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi talepleri 24 saat içerisinde karara bağlanır. Olumlu karar verilmesi halinde bu karar Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderilir ve kararın gereği en geç dört saat içerisinde ilgili erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Taraflar, sulh ceza hakimliğinin kararına karşı itirazda bulunabilmektedir.

İçeriğin Kaldırılması veya Erişimin Engellenmesi İçin Görevli Ve Yetkili Mahkeme Hangisidir ?

Kişilik haklarının ihlali sebebiyle internet içeriğinin kaldırılması veya içeriğe erişimin engellenebilmesi için mağdurun; yerleşim yeri veya oturduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine veya ilgili internet sitesinin Türkiye’deki bilinen merkez adresinde bulunan sulh ceza hakimliğine başvuru yapması gerekmektedir.

Siber Zorbalık Nasıl İspatlanır ?

A) Ekran Görüntüsünün Alınması

İnternet üzerinden tarafınıza yönelik bir siber zorbalık yapıldığı takdirde, bunu ispatlamanın en basit yolu gönderinin ve siber zorbanın internet profilinin ekran görüntüsünü almaktır. Zira siber zorbanın paylaştığı gönderiyi veya mesajı sonradan silme ihtimali mevcuttur. Alınan ekran görüntüsünde gönderinin paylaşıldığı / gönderildiği tarihin, göndericinin kimliğinin ve hangi internet sitesi vasıtasıyla suçun işlendiğinin görülmesi önemlidir.

B) E-Tespit Yapılması

Daha kapsamlı bir tespit bakımından ise Türkiye Noterler Birliği tarafından uygulanan ”E-Tespit” yolu kullanılabilir. İnternet üzerinde sayfa içeriğinin tespitini gerçekleştirmek isteyen kişiler, E-Tespit portal internet sitesinden tespitini gerçekleştirmek istediği internet sitesine erişerek ilgili internet içeriğinin tespitini sağlayabilmektedirler. Bu tespit sonrası oluşturulan ve Türkiye Noterler Birliği Sistemine kaydedilen ispat bilgi ve belgeleri için bir başvuru numarası verilecektir. Bu başvuru numarası ile herhangi bir noterliğe gidilerek tespit işlemini onaylatılabilmekte ve gerekli belgeler teslim alınabilmektedir. Noter tarafından yapılan bu tespitin ispat gücü, şahsen alınan bir ekran görüntüsüne göre daha kuvvetli olacaktır.

İtibar Yönetimi Nedir ?

İtibar yönetimi, en basit anlatımıyla internet üzerinden şahsınıza veya mensubu olduğunuz tüzel kişiliğe yönelik gerçekleştirilen siber zorbalık eylemlerinin suç teşkil edip etmediğinin hukuki anlamda analiz edilmesi, bu analiz sonucunda duruma en uygun hukuki başvuru yolunun tespit edilerek uygulanması, yaşadığınız itibar kaybı sebebiyle uğradığınız maddi ve manevi zararınızın tazminine yönelik faaliyetlerdir.

Bu kapsamda; gerçek kişinin uğradığı saldırı sonucunda suç teşkil eden eylemler bakımından gerekli delilleri ve hukuki dayanakları içeren savcılık şikayet dilekçesinin hazırlanması ve şikayet başvurusunun yapılması, soruşturmayı icra edecek kolluk güçlerine destek olmak ve soruşturmadan sonuç alabilmek amacıyla gerekli delillerin derlenerek soruşturma dosyasına sunulması, soruşturmanın sonuca ulaşabilmesi için etkin biçimde dosyanın takip edilmesi, soruşturma kapsamında takipsizlik kararı verilmesi halinde bu karara itiraz mekanizmalarının işletilmesi, kamu davası açılması halinde katılma talebinde bulunularak kamu davasının takip edilmesi, gerçek kişiler ve tüzel kişilerin yaşadığı itibar kaybı sebebiyle maddi ve manevi zararların tazmini için tazminat davası açılması, bu davanın takip edilmesi çalışmaları yapılmaktadır. Tüm bu konularda uzman bir hukukçudan destek alınması, olası hak kayıplarının önlenmesi bakımından faydalı olacaktır.

Şahsınızın veya mensubu olduğunuz kuruluşun siber zorbalığa maruz kaldığınızı düşünüyor ve bu konuda hukuki destek almak istiyorsanız ”info@kocatepe.av.tr” mail adresinden ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir