Siber Zorbalık ve Bireysel İtibar Yönetimi

Siber Zorbalık Nedir ? 

Siber zorbalık, sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte sıkça karşımıza çıkan, teknolojik araçlar (genellikle de sosyal medya) vasıtasıyla kişinin korkutulması, kızdırılması, utandırılması veya rencide edilmesi amacıyla paylaşımlar yapılması, kişinin topluma hedef gösterilmesi, şahıs haklarını ihlal edecek nitelikte ifadeler yöneltilmesi olarak tanımlanabilir. Sosyal medyada bir kişiye yönelik küfür içerikli paylaşımlar yapılması yahut kişiye gerçekleştirmediği bir davranış isnat edilerek iftira nitelikli yakıştırmalar yapılması siber zorbalığa örnek verilebilecek davranışlardır.

Bu yazımızda, gerçek kişileri hedef alan içeriklerin niteliği ve bunlara karşı başvurulabilecek hukuki yollar ele alınacaktır. Fakat siber zorbalık eylemlerinin mağduru gerçek kişiler olabildiği gibi, tüzel kişiler de (kurumlar da) olabilir. İtibarı zedelenen tüzel kişiler ve gerçek kişiler arasında başvurulabilecek hukuki yollar bakımından farklılıklar mevcuttur. Başvuru imkanları bakımından farklılıklar olsa da, kurumsal yapıların da (bir diğer deyişle tüzel kişilerin de) korunması gereken bir itibarı söz konusudur. Kurumlara yönelik siber zorbalık bakımından başvurulabilecek yollara dair ”Kurumsal İtibar Yönetimi” başlıklı yazımıza bağlantıdan erişebilirsiniz.

Gerçek kişileri hedef alan, siber zorbalık oluşturan eylemlerin birçoğu hukuk sistemimizde suç olarak kabul edilmiş, özellikle bilişim sistemlerinin kullanılması yolu ile gerçekleştirilen suçlara yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Siber Zorbalığa Karşı Başvurulabilecek Hukuki Yollar Nelerdir ?

1. Savcılık Başvurusu

Bir kişinin, bir diğerine internet yolu ile yaptığı zorbalığa ‘’siber zorbalık’’ adı verildiğini ifade etmiştik. Siber zorbalık olarak tanımlanan eylemlerin birçoğu suç niteliğinde olup cezai müeyyideyi gerektirir. Bu sebeple siber zorbalık yapan kişi hakkında cumhuriyet savcılığına veya emniyet güçlerine başvuru yapılabilecektir. Başvuru akabinde dosyanın tevdi edildiği cumhuriyet savcısı gerçekten bir suçun işlendiği kanaatine varırsa soruşturma başlatacaktır. Yapılan soruşturma kapsamında şüphelinin kimliği tespit edilerek ifadesi alacak, tüm bu sürecin sonunda cumhuriyet savcısı gerek görürse bir iddianame düzenleyerek konuyu mahkemeye aktaracaktır. İddianamenin verildiği görevli mahkeme nezdinde bir kamu davası açılacak, yapılacak ceza yargılaması sonucunda, işlenen fiilin suç teşkil ettiği mahkemece yeterli deliller ile tespit edilirse siber zorbalık eyleminin faili aleyhine bir cezaya hükmedilecektir.

Siber Zorbaların İşlediği Suçlar Nelerdir?

Siber zorbalık kavramı olarak adlandırdığımız eylemler ile işlenen suçlara örnek olarak aşağıdakiler verilebilir.

  • Hakaret (TCK. m. 125)
  • İftira (TCK. m. 267)
  • Tehdit (TCK. m. 106)
  • Cinsel taciz (TCK. m. 105)
  • Şantaj (TCK. m. 107)
  • Çocukların cinsel istismarı (TCK. m. 103)
  • İntihara yönlendirme (TCK m. 84)
  • Kişilerin huzur ve sükutunu bozma (TCK. m. 123)
  • Özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK. m. 134)
  • Haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK. m. 132)
  • Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (TCK. m. 213)
  • Müstehcenlik (TCK. m. 226)

2. Manevi Tazminat Davası

Ceza hukuku kapsamında vatandaşa tanınan şikayet yolu haricinde mağdur kişi manevi tazminat davası da açılabilir. Manevi tazminat davası, kişinin hukuka aykırı bir eylem sebebiyle yaşadığı üzüntü, elem ve keder sebebiyle manevi dünyasında meydana gelen zararın giderilmesini talep ettiği bir davadır. Bu davanın davacısı, kendisine yöneltilen siber zorbalık sebebiyle manevi olarak zarara uğrayan kişi, davalısı ise siber zorbalık yaparak hukuka aykırı eylemde bulunan kişidir. Ceza hukukunun tanıdığı şikayet başvurusunun yanında manevi tazminat davası açılabilecektir. Soruşturmanın tamamlanmamış olması veya takipsizlik kararı verilmesi, manevi tazminat isteminde bulunmaya engel değildir.

Manevi Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir ?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesi gereğince, haksız fiilden kaynaklanan davalarda yetkili mahkeme; haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir.

Görevli Mahkeme ise asliye hukuk mahkemeleridir.

Manevi Tazminatta Zamanaşımı Süresi Nedir ?

Türk Borçlar Kanunu’nun maddi ve manevi tazminat bakımından zamanaşımını düzenleyen 72. maddesinde tazminat davası açmak için zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Buna göre manevi tazminat davası açabilmek için zamanaşımı süresi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıldır. Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen zamanaşımı uygulanacaktır.

Manevi tazminat davaları ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için ”Manevi Tazminat Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

3. İçeriğin Kaldırılması veya Erişimin Engellenmesi Başvurusu

5651 sayılı ”İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” (”Kanun”) uyarınca bazı şartların bulunması halinde internet sitelerinden içerik kaldırılabilmekte veya içeriğe erişim engellenebilmektedir.

5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, internette paylaşılan bir içerikten dolayı kişilik hakları ihlal edilen kişi, içeriğin çıkarılmasını veya erişim engellenmesini isteyebilecektir. Kişilik haklarının ihlali veya özel hayatın gizliliğini ihlal nitelikteki paylaşımların (görsel, video, haber, yorum, site içeriği gibi) bulunduğu internet sitesinden ilgili içeriğin çıkarılması, ilgili URL’ye (linke) erişimin engellenmesi, ihlalin bu şekilde giderilememesi halinde internet sitesinin tümüne erişimin engellenmesi veya mümkündür.

Sulh ceza hakimliği tarafından içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi talepleri 24 saat içerisinde karara bağlanır. Olumlu karar verilmesi halinde bu karar Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderilir ve kararın gereği en geç dört saat içerisinde ilgili erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Taraflar, sulh ceza hakimliğinin kararına karşı itirazda bulunabilmektedir.

İçeriğin Kaldırılması veya Erişimin Engellenmesi İçin Görevli Ve Yetkili Mahkeme Hangisidir ?

Kişilik haklarının ihlali sebebiyle internet içeriğinin kaldırılması veya içeriğe erişimin engellenebilmesi için mağdurun; yerleşim yeri veya oturduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine veya ilgili internet sitesinin Türkiye’deki bilinen merkez adresinde bulunan sulh ceza hakimliğine başvuru yapması gerekmektedir.

Siber Zorbalık Nasıl İspatlanır ?

A) Ekran Görüntüsünün Alınması

İnternet üzerinden tarafınıza yönelik bir siber zorbalık yapıldığı takdirde, bunu ispatlamanın en basit yolu gönderinin ve siber zorbanın internet profilinin ekran görüntüsünü almaktır. Zira siber zorbanın paylaştığı gönderiyi veya mesajı sonradan silme ihtimali mevcuttur. Alınan ekran görüntüsünde gönderinin paylaşıldığı / gönderildiği tarihin, göndericinin kimliğinin ve hangi internet sitesi vasıtasıyla suçun işlendiğinin görülmesi önemlidir.

B) E-Tespit Yapılması

Daha kapsamlı bir tespit bakımından ise Türkiye Noterler Birliği tarafından uygulanan ”E-Tespit” yolu kullanılabilir. İnternet üzerinde sayfa içeriğinin tespitini gerçekleştirmek isteyen kişiler, E-Tespit portal internet sitesinden tespitini gerçekleştirmek istediği internet sitesine erişerek ilgili internet içeriğinin tespitini sağlayabilmektedirler. Bu tespit sonrası oluşturulan ve Türkiye Noterler Birliği Sistemine kaydedilen ispat bilgi ve belgeleri için bir başvuru numarası verilecektir. Bu başvuru numarası ile herhangi bir noterliğe gidilerek tespit işlemini onaylatılabilmekte ve gerekli belgeler teslim alınabilmektedir. Noter tarafından yapılan bu tespitin ispat gücü, şahsen alınan bir ekran görüntüsüne göre daha kuvvetli olacaktır.

Siber Zorbanın Gerçek Kimliği Nasıl Tespit Edilir ?

Siber zorbanın gerçek kimliği dışında bir internet kimliği ile suç teşkil eden eylemleri icra etmesi, cezai müeyyide ile karşılaşmasını engellemeyecektir. Zira şüphelinin kimliği mağdur tarafından tespit edilemiyorsa faili meçhul olarak şikayette bulunulabilir. Cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet başvurusu akabinde savcılık, bir suç işlendiği kanaatine varırsa, kolluk (bir diğer deyişle emniyet güçleri) aracılığı ile şüphelinin gerçek kimliğini araştıracaktır. Emniyet güçlerinin elinde bulunan imkanlar vasıtasıyla şüphelilerin gerçek kimliklerine ulaşılabildiği sıklıkla görülmektedir. Örneğin, her ne kadar şüpheli internette gerçek kimliğini gizlemişse de, savcılık tarafından gönderinin veya mesajın paylaşıldığı IP adresi tespit edilerek kişinin bulunduğu konumun, kullanılan cihazın ve sahibinin tespiti mümkündür. Bunun dışında örneğin, sosyal medya sitelerinin Türkiye’de bulunan temsilciliklerine müzekkere yazılarak bu şirketlerden de kullanıcı bilgileri talep edilebilmektedir.

Manevi tazminat davası bakımından ise durum farklıdır. Manevi tazminat davası bir ‘’özel hukuk davası’’ olduğu için bu tip davalarda ‘’taraflarca getirilme ilkesi’’ uygulanır. Bir diğer deyişle, davanın materyallerinin davacı tarafından mahkemeye sunulması, davalının belirtilmesi gerekecektir. Meçhul bir kimseye yönelik özel hukuk davası ikame edilemez.

İtibar Yönetimi Nedir ?

İtibar yönetimi, en basit anlatımıyla internet üzerinden şahsınıza yönelik gerçekleştirilen siber zorbalık eylemlerinin suç teşkil edip etmediğinin hukuki anlamda analiz edilmesi, bu analiz sonucunda duruma en uygun hukuki başvuru yolunun tespit edilerek uygulanması, yaşadığınız itibar kaybı sebebiyle uğradığınız maddi ve manevi zararınızın tazminine yönelik faaliyetlerdir.

Bu kapsamda; kişinin uğradığı saldırı sonucunda suç teşkil eden eylemler bakımından gerekli delilleri ve hukuki dayanakları içeren savcılık şikayet dilekçesinin hazırlanması ve şikayet başvurusunun yapılması, soruşturmayı icra edecek kolluk güçlerine destek olmak ve soruşturmadan sonuç alabilmek amacıyla gerekli delillerin derlenerek soruşturma dosyasına sunulması, soruşturmanın sonuca ulaşabilmesi için etkin biçimde dosyanın takip edilmesi, soruşturma kapsamında takipsizlik kararı verilmesi halinde bu karara itiraz mekanizmalarının işletilmesi, kamu davası açılması halinde katılma talebinde bulunularak kamu davasının takip edilmesi, koşullarının oluştuğu hallerde itibar kaybı sebebiyle yaşanan maddi ve manevi zararların tazmini için tazminat davası açılması, bu davanın takip edilmesi çalışmaları yapılmaktadır. Tüm bu konularda uzman bir hukukçudan destek alınması, olası hak kayıplarının önlenmesi bakımından faydalı olacaktır.

Siber zorbalığa maruz kaldığınızı düşünüyor ve bu konuda hukuki destek almak istiyorsanız info@kocatepe.av.tr adresinden ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir